Dogaya asik olunca

Merhabalar,

Yine kendimi kaptirip uzun zamandir Turkce yazmadigimi fark ettim. Her ne kadar telefondan yazmak ya da birebir tercume yapmak zor olsa da elimden geleni yapacagim, soz.

Bu donemde neler oldu kismini ozetlemem gerekirse; toprak uc yili askin suredir ellenmeyince tavini oldukca yitirmis korkarim. Normalde Mart sonuna gidip hayvan gubresi almakti niyetim ancak sehirlerarasi seyahat yasagi konunca vira bismillah deyip eldeki malzemelerle bir seyler yapmaya calistim ama pek basarili olamadim. 

Herseyden once tohumlari cimlendirirken Akdeniz iklimini dusunmem buyuk hata idi; tohumdan cikan fideler usuyunce gelisimini kesti. Ustune topragin verimi eklenince hepten durdu. 

Yine bile fark etmeyecektim durumu; komsum ona verdigim tohumlarin cicege dondugunu gosterince devasa bir projektor yandi kafamda. Hatta o aoyledi torf kullandigini cimlendirme ve topraga indirme kisminda ve adres verdi Podgorica da uygun fiyata torf satan. Gidip aldim dort paket torf ve iki paket te hayvan gubresi aldim yine oradan. Ve evet; ise yaradi.



Gunbegun dus gercege donmekte; dunyanin butun renklerini iceren bir bahce yaratmak; yeryuzu cenneti!

Ayni dili konusamasak ta (pandemiden dolayi evlere kapandik uzun sure, bu yuzden hala oldukca uzagim Karadagca'dan) komsularla inanilmaz iyi diyalogumuz. Bir birimize kahveye gidip geliyoruz artik. Karadag'da yerel ickisi olan rakija hemen her evde mevcut. Saat siniri olmadan eger alkol aliyorsaniz kahvenin yaninda hemen koyuveriyorlar bir shot, ozellikle calisirken iyi geliyor valla, gevsiyor beden.


Bizde olan bitki digerinde yoksa hemen uc bes kok sokuveriyoruz diger komsuya, bu o kadar essiz, o kadar guzel ki benim icin. Paylasmak guzeldir ve pekistirir iliskileri. Ebruli Iris (ki kargagillerden oldugumdan parlak ve alabula seyleri sevdigimi her firsatta belirtiyorum) ve kazablanka kok getirmis bir komsu mesela, bir diger komsu benim urunler hala ve israrla buyumedigi icin bahcesinden kabak, marul, patates, yesil aogan falan getirmis. Bende onlara cicek tohumlari, kadife, aloevera falan verdim elde olanlardan. 

Komsuluk buyuk sehirlerde de boyle midir bilmiyorum ama Danilovgrad ve Zagorak'i seviyorum. Taniain ya da tanimasin insanlar birbirine selam veriyor, yardim ediyor. Kaldi ki ben hala iki yasindaki cocuk kivaminda konusabiliyorum Karadagca'i. Bu bir kez daha goaterdi ki "insan"olmak icin ayni dil, din, irk, cografya gerekli degil.

On bahce buyuk oranda toparlandi sayilir. Bir direk parcasi vardi yerde, orayi duzleyip Podgorica'da yasayan bir Turk arkadasin getirdigi sikasi ekmekti niyetim oraya. Direk parcasinin kendisini buzdagi sandigini dusunemedim; kollarim ve ellerim hala agriyor kac gun gecmis olmasina ragmen;
O alandaki tumsekleri duzluyorum simdilerde peyderpey.

Evin sol tarafinin tretuarini tamamlayup asagi bahceye kadar merdiven yaptim; cimento haric hepsi geri donusumdu elbette;
Nihayet evin sag tarafina sira geldi. Bambular her yeri kaplamis ve ayrik otu gibi onlardan kurtulmanin yegane yolu sokmek. Hem enine, hem boyuna kok atip topragi adeta kavradigi icin tahmin edeceginizden daha zor oldugunu soyleyebilirim. Boyle devam ederse vucut gelistirmeci olup cikacagim sanki 😁
Merdivenlerin hala yapacak isi var; kenarlarin duzlenip sabitlenmesi, otlardan ayristirilmasi, peyzaji falan ancak bu hali ile bile fazlasi ile is goruyor. Bu sayede ardiyeyi bosaltip goturup attim atiklari, onceden dizim cok zorlaniyordu egimlerde. 

Simdilik bu kadar. Vakit oglen burada ve sipalarim karsimda misil misil uyumakta. Gunes biraz donsun, yandaki ve birinci basamaktaki bambulari koklemeye devam edecegim. 

Sevgilerimizle
Benek & Haylaz & Zeliha

Comments