Hosgeldin Eylul

Sonbaharin ilk gununden merhabalar,

Zelcestan'da isler bitmiyor. Fotograflara, filmlere bakip ta bahceli ev isteyenler icin ozellikle detayli ve surekli yazmaya calisiyorum. Eger dogaya asik olursaniz bu dort mevsim surecek bir beraberlik anlamina gelmekte. 

Hala yapacak cok seyler var, en buyuk sevincim suanda buyuk islerin cogunun bitmis olmasi. Ozellikle boya cok gozumu korkutuyordu. Sukur bitti ve artik susleme kisimlarina da basladim duvara cizdigim nilufer gibi. 

Fotograflarda pek belli olmasa da bolca sim var boyanin icinde. Ruhumdaki karga parlak ve alabula seyleri sevmistir hep.

Piriltilar kipir kipir yapiyor yuregimi.

Duvarin arka tarafina da bir tane buyuk nilufer yaptim. Seytan durtuyor o duvar cok buyuk, sagina soluna da birer orta boy yapsana diye. Her zamanki gibi dusuncesi hosuma gidiyor acikcasi, bakalim ne olacak. 


Blogu takip etmeyenler icin eski halini de koymak istedim tekrardan duvarin. Boylece ne kadar buyuk bir degisim gecirdigi gorulebilir. Ki bu fotografta bile yosunlari temizleyip, tamir sivasi yapmistim kazinan yerlere. 


Uzunca bir sure ugrastim bu kok ile. Boyu uc metreyi asan bir dikenli bitki. Ayrica kokleri ile etrafa yayiliyor. Bir kac defa denedim sokmeyi ama o kadar kok salmisti ki cikaramadim. Kalia bitki marketten ilac aldim zayiflatmak icin ama bundan ziyade kokune yer etmis olan siklamenlere etki etmis. Yine de dun iki saate yakin bir ugrasi ile sokebildim nihayet. Ana koku sokmek yetmiyor, topraktan cikmasi muhtemel yavrulara da dikkat etmek gerekiyor. Dedim ya; konu doga ise dort mevsim, 12 ay suren bir is bu.


Zelcestan'in guzelliklerini ekran goruntusu yapnaya basladim telefona. O kadar motive edici ki. Her baktigimda "evet, diyorum; dus gercege donmekte"...

Sevgiler,
Zeliha 


Comments